Sayfalar

13 Temmuz 2010 Salı

CHE GUEVARA ve KÜBA DEVRİMİ


20. yüzyılın komünizm sembolü,sosyalist lider,devrimci gerilla,''doğuştan Kübalı'',doktor beeeyy Ernesto Che Guevara abimiz 1928'de Arjantin'de Latin Amerika'nın kurtuluş ümidi olarak dünyaya geldi.Sol eğilimli üst sınıf bir ailesi vardı abimizin ama asla burjuva değildi.Satranç,şiir,fotoğraf,rugby gibi nerdeyse her türlü yeteneğe sahipti.1948'de Tıp okumaya başladı.5 yıl sonrasını diplomasını alıp doktor oldu.
Tıp okuduğu yıllarda arkadaşıyla beraber hayali olan Latin Amerika gezisini motosiklet eşliğinde gerçekleştirdi.Bu yolculuk sırasında kitlelerin yoksulluğunu, baskıyı ve güçsüzlükleri yakından gözlemleyen ve Marksizm’den etkilenen Guevara, Latin Amerika’daki ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin tek çözümünün devrim olduğu sonucuna vardı.Guevara tıp eğitimi biter bitmez Guatemala'ya gitti.Guetemala'da başta olan Arbenz Guzman'ın sosyalist devrim çabasına katkıda bulunmak istiyordu ama CIA tarafından desteklenen Castillo darbesi gerçekleşti.Arbenz hükümeti ve Guatemala'nın sosyalizm hayali tarih oldu.Bu olayla Guevera ABD'nin emperyalist ve sosyalizm karşıtı olduğunu kavradı ve sosyalizmin ancak silahlı mücadele sonunda elde edilebileceği sonucuna vardı.Guevara her gittiği Latin Amerika ülkesinde halka doktor olarak yardım ediyordu.Gittiği yerlerde çok sevilmesi üzerine Guevara'ya 'dostum' 'birader' 'arkadaşım bi bakcan mı?' anlamlarına gelen Che ünvanı verildi.
Che abimiz 1954'te Meksika'ya geçti.Küba'dan sürgün edilen arkadaşlarının yanına geldi.Mapustan salıverilen Fidel Castro da Meksika'ya gelmişti.Arkadaşı Nico López sayesinde Fidel Castro ile tanıştı.Bütün gece süren ateşli bir sohbetin ardından Guevara Castro’nun, aradığı devrim lideri olduğuna kanaat getirdi.Küba diktatörü Fulgencio Batista’yı devirmek için kurulan ‘’26 Temmuz Hareketi’’ne katıldı. Grubun doktoru olmasına karar verildiyse de hareketin diğer üyeleriyle askerî eğitime katıldı.1956'da gemiyle Küba'ya hareket edildi.Karaya çıkar çıkmaz Batista’nın askerlerinin saldırısına uğrayan ekibin yarısı hemen orada veya yakalandıktan sonra öldürüldü.Kalan 15-20 kişi dağa çıkıp gerilla savaşı başlattı.Grup başta Santa Clara çarpışması olmak üzere (Che'nin komutanlığıyla) başarılı çarpışmalar gerçekleştirdi.Batista rejiminin generalleri isyan lideri Castro ile bir fabrika'da barış pazarlığına girişti.Bunu duyan Batista tabanları yağlayıp kendini Dominik Cumhuriyetinde buldu.Kazanılan zafer sonrası Che 'doğuştan Kübalı' ilan edildi.Devrim sonrası hapishane memuru olup Batista rejiminin memurlarının,komünist karşıtı gizli servis mensuplarının yargılanmasından ve infazından sorumlu oldu.Daha sonra ilginçtir ki,para karşıtı Che abimiz Küba Merkez Bankası başkanı bile olmuştur.Ayrıca Sanayı Bakanlığı da yapmıştır.Daha sonra Guevara Küba'dan, diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere yardım etti ama bunların tümü başarısızlıkla sonuçlandı. İlk deneme Panama’da yapılmıştı, sonraki Dominik Cumhuriyeti denemesi de başarısızlıkla sonuçlandı. 1967'de Bolivya'a geçti.Bolivya'da bir devrim gerçekleştirmek için çalışmalara başladı. Bir eğitim kampı kurarak başarılı sayılamayan bir gerilla ordusu oluşturdu.Bolivya ordusu ile yapılan çarpışmalar başarısız oldu.Nedeni,Bolivya ordusunun üstündeki ABD desteği ve askerlerin CIA tarafından eğitilmesiydi.Sonraları kampın yeri bir muhbir tarafından Bolivya ordusuna bildirildikten sonra kamp ordu tafafından kuşatıldı ve Che Guevara abimiz Bolivya ordusunun eline geçti.Ertesi gün kurşuna dizilerek öldürüldü.Cesedi bir küvette basına sergilendikten sonra cesedi subaylar tarafından bilinmeyen bir yere götürüldü.Castro, Guevara'nın öldüğünü kabul ederek tüm Küba'da üç günlük yas ilan etti.Guevara'nın ölümü Latin Amerika'daki ve üçüncü dünya ülkelerindeki sosyalist devrimci hareketlere indirilmiş ağır bir darbe olarak kabul edilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder